1929’ da Amerika Birleşik Devletlerinde başlayıp tüm dünyayı etkisi altına alan Büyük Buhran (Great Depression), insanlık tarihin en büyük ekonomik krizlerinden biri olarak kabul edilir. Milyonlarca insanın işsiz kalmasına ve yoksulluk sınırının altında yaşam koşullarına sürükleyen bu kriz, ekonomi sistemindeki yapısal zayıflıkları ve finansal yapıdaki kırılganlıkları ortaya çıkardı. Pek çok ekonomist, tarihçi ve sosyoloğa göre Büyük Buhran 20. Yüzyılın sosyoekonomik gelişimlerini tetiklediğini ve devletlerin ekonomi üzerindeki rollerini yeniden tanımladığını ve sosyal güvenlik sistemlerinin temellerini attığını belirtir. Krizin tetiklediği bu küresel değişim Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Güney Amerika’ya’ kadar hemen hemen bütün dünya coğrafyasını etkilemiş ve hem politik hem ekonomik anlamda köklü değişimlerin bir başlangıcı olmuştur.(1)
1920’li yıllar Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok batı ülkesinde ekonomik büyüme ve refahın hüküm sürdüğü bir dönem olarak bilinir. “caz çağı” (2) olarak adlandırılan bu yıllar sanayileşmenin hızla arttığı tüketim toplumunun temellerinin atıldığı ve otomobil, radyo ve beyaz eşya gibi yeni teknolojik ürünlerin günlük yaşamın bir parçası haline geldiği bir dönemdir. Tüketim mallarının talebi hızla artarken finansal piyasalarda da ciddi bir hareketlilik yaşanmıştır. Borsalar sürekli olarak yükselmiş, yüzbinlerce insan hisse senetlerinden yüksek kazançlar elde etme uğruna borçlanarak yatırım yapmaya başlamıştır. Ancak bu büyüme sağlam ekonomik temellere değil, giderek şişen bir balona dayanıyordu. Kontrolsüz kredi kullanımı ve gelir dağılımındaki eşitsizlik ile bu kırılgan yapı birleşince, patlak vermesi an meselesi olan ve kaçınılmaz bir krizin tohumlarını atmıştı.
Peki, dünya genelindeki büyük refah döneminden hızla bir ekonomik felakete sürüklenmesine ne yol açtı? 1920’lerde birden yükselen borsalar, hızla büyüyen sanayi ve artan tüketim çılgınlığı, nasıl oldu da kısacık bir sürede milyonlarca insanı yoksulluğa, işsizliğe ve umutsuzluğa sürükledi? Büyük Buhran sadece bir ekonomik krizden mi ibaretti yoksa toplumun temel yapısını sarsan çok daha geniş bir dönüşüm mü başlattı?
1. Krizin Sosyoekonomik Nedenleri
1920’lerin sonuna geldiğimizde Amerika Birleşik Devletlerinde varlığını kimsenin reddedemeyeceği bir finansal balon vardı. Krediyle hisse satın alarak yüksek kazançlar elde etmek isteyen Amerikalıların oluşturmuş olduğu bu balon kontrolsüz büyümeye, kontrolsüz büyüme ise bankacılık sistemindeki kırılganlıklara sebep oldu. (3)
Finansal tarafta aktörler zincirleme bir şekilde birbirlerinin yapısını daha riskli ve kırılgan hale getirirken tarım ve sanayi sektöründe yükselen arz kendisine bir talep karşılığı bulamıyordu. Arz ve talep arasında bu dengesizlik ise şirket stoklarının birikmesine ve şirketlerin zararına sebep oluyordu. Krizin derinleşmesine katkıda bulunan bir diğer neden ise gelir eşitsizliğiydi milyonlarca Amerikalı yoksulluk sınırında veya altında bir yaşam sürerken zengin azınlık zenginliğin ve refahın büyük bir kısmına sahipti.
Ekonomik yapının altında yatan temelin bu kadar kırılgan olması çöküşün kısa sürede bu kadar büyük ve derin bir hal almasına sebep oldu.
2. Çöküşün Başlangıcı: “Kara Perşembe Olayları”
Tarihe “Kara Perşembe” olarak geçen 24 Ekim 1929 dünya ekonomisinin çöküşünün simgesi haline geldi. O gün Wall Street borsasındaki hisse senetlerinin değeri düşmeye başladı ve bu düşüşler yatırımcıların panik satışlarını tetikledi. Panik satışları ile birlikte hızla düşüş yaşayan borsadan başlayan bu çöküş finansal sistemin tüm aktörlerine doğrudan ve hızlıca ulaştı.(3) Piyasadaki paniğin dalgalar halinde yayılmasıyla bankalarda kredi geri çağırmaları ve iflaslar gözlemlendi. Amerika Birleşik Devletlerinde başlayan çöküş 1. Dünya savaşı sonrası küresel ticaretin ve sermaye akışların rahatlıkla gerçekleştiği bir ortamda küresel bir krize dönüşmesi uzun zaman almadı.
3. Kriz süreci
1929 Buhranı, ABD başta olmak üzere birçok ülkede işsizlik oranında insanlık tarihinde daha önce görülmemiş bir artışa sebep oldu. Milyonlar işini kaybederken aileler geçim sıkıntısı ve yoksullukla mücadele etmeye başladı.(4) Yoksulluk seviyesinde yaşayan insan sayısındaki bu artış, iş bulma ümidiyle şehirlerden kırsal alanlara veya sanayi merkezlerine olan göçleri arttırdı. Ancak bu göçler toplumsal huzursuzluğu derinleştirdiği gibi işsizliği daha da arttırdı.
Bankalardaki birikimlerini kaybeden halkın finansal sisteme olan güveni büyük ölçüde sarsıldı.(4) Yaşanan bu güven bunalımı için toplumun psikolojisini derinden etkileyerek sosyal çalkantılara sebep olduğunu söylemek hiç de zor değildi.
4. Kurtarma Çabaları
ABD Başkanı Herbert Hoover, krizin etkilerini hafifletmek için çırpınışlara başlamıştı. Bu çırpınışların başlıca olanı sanayicilerle iş birliği yaparak işçi maaşlarının korunması ve devasa projelerle istihdam sağlanmasıydı.(5) Ancak başkanın çabaları oldukça yetersizdi. Sınırlı devlet müdahaleleri ve görünmez elin çalışacağına dair olan inancı krizin ilerleyişini durdurmak bir yana hafifletme konusunda bile yetersiz kaldı. Takibinde gerçekleşen ilk seçimlerde Hoover başkanlığı kaybetti.
1933 yılında başkanlığa seçilen Franklin D. Roosevelt göreve başlar başlamaz geniş kapsamlı bir değişim programı olan New Deal adını verdiği programı uygulamaya alarak devlet müdahalesini ciddi anlamda genişletti.(5) Tarım, istihdam, sosyal güvenlik ve altyapı alanlarında büyük yatırımlar içeren New Deal ABD’ de ekonomik toparlanmanın başlangıcını işaret ediyordu.
Dünyadaki diğer ülkelerde de benzer reformlar uygulandı. Özellikle Avrupa’daki hükümetler kamu kaynaklarını arttırma, planlı ekonomiyi yürürlüğe alma ve istihdam oluşturma odaklı çalışmalar yaptı.
5. Buhranın Sonuçları, Etkileri ve Sebep Olduğu Dönüşüm
Ekonomi politikalarının köklü bir değişim geçirmesine yol açan Büyük Buhran, Keynesyen ekonomi teorisinin yükselişini beraberinde getirdi. Krizin gösterdiği üzere, serbest piyasa kendi kendine toparlanamamıştı. Devlet müdahalesinin gerekliliğini ortaya koyan bu durum, Keynesyen yaklaşımların benimsenmesine sebep oldu.(6) Büyük Buhran sonrası dönemde sosyal devletlerin temelleri atıldı; işsizlik sigortası, emeklilik, sosyal güvenlik gibi sistemlerin yanı sıra çeşitli işçi haklarının temelleri oluşturuldu. Krizden çıkışın yolu olarak görülen sanayileşme, İkinci dünya Savaşı hazırlıklarını hızlandırmış oldu. Buhranın getirdiği yoksulluk, pek çok ülkede hükümetlerin düşmesine ve siyasi iktidarsızlığa sebep olup savaşın temellerinin oluşmasını sağlayan radikal ideolojilerin yükselmesine sebep oldu.(1)
Yazan:Yusuf Emir Çolay
KAYNAKÇA
(Eğilmez, Mahfi, 1929 Krizi: Büyük Depresyon, Tarihsel Süreç İçinde Dünya Ekonomisi,2018, Remzi Kitabevi,2021.)
(Heilbroner, Robert L. İktisat Düşünürleri: Kapitalizmin Büyük İsimleri ve Düşünceleri. Çev. Ali Tartanoğlu. Dost Kitabevi Yayınları, 2011.
(Kindleberger, Charles P. The World in Depression, 1929–1939. University of California Press, 1986.)
(Hobsbawm, Eric. The Age of Extremes: The Short Twentieth Century, 1914–1991. Vintage, 1996.)
(Galbraith, John Kenneth. The Great Crash, 1929. Mariner Books, 1997.)
(McElvaine, Robert S. The Great Depression: America, 1929–1941. Three Rivers Press, 1993.)
(Kennedy, David M. Freedom from Fear: The American People in Depression and War, 1929– 1945. Oxford University Press, 1999.)
(Skidelsky, Robert. Keynes: The Return of the Master. Public Affairs, 2009.)